Denizli | Çivril Belediyesi,denizli, çivril, miryekefalon, ışıklı gölü, tokalı kanyonu, akdağ tabiat parkı, beycesultan höyüğü, miryokefalon savaşı

Çivril belediyesi, dedeköy camii, serbanşah camii, eumenia, ışıklı antik kenti, bayat camii, akköprü, kavakköy köprüsü

Denizli | Çivril Belediyesi,Çivril,belediye,denizli,Miryekefalon

Hızlı Menü
Çivril Belediyesi
15 Temmuz

Tokalı Kanyon (Homa-Gümüşsu Mahallesi)

Tokalı Kanyon bütün olarak 20 km’lik alanda uzanıyor. 1600 m rakımlı kanyon Çivril’in Gümüşsu (Homa) Mahallesi 900 m rakımlı yerleşiminde sona ermektedir.  Kanyonun 1200 metre uzunluğundaki kısmı bıçakla kesilmiş gibi yüksekliği yer yer 200 m’yi bulan kaya kütlelerinden oluşuyor. En geniş yeri 4 metre, en dar yeri ise 1,5 metre aralıktaki bu kayaların arasından akan derenin oluşturduğu Akdağ kanyonu ancak 7-8 saatte geçilebiliyor. Bölgenin en büyük ve yaylacılık kültürünün tam anlamıyla yaşandığı Kocayayla, ziyaretçilerine yılkı atlardan, koyun çobanlarına, yayladaki çeşmelerden, çoban evlerine, şahinlerden, Kara Akbaba’ya ve diğer canlı türlerinin çıplak gözle izleme ayrıcalığı sunar.

Yayla ziyaretçilerini son derece güzel ve görsel bir şekilde karşılamaktadır. Akdağ’ın Sandıklı-Çivril sınırında yer alan kanyona Kocayayla’dan giriliyor ve Gümüşsu Mahallesinden çıkılmaktadır. Yöre halkı kanyonu “geçilemez” bildiği için geçmeye pek yanaşmamışlar. Onlara göre buradan hayvan bile geçemez. Tabii  durum böyle olunca halk arasında şu rivayet söylenir; Kanyonun en dar ve geçit vermez yerinde altın tokalı bir kapının ardında Romalılar döneminde altın saklanıyormuş. Altının miktarı kimine göre 30, kimine göre 40 ton. Ama tepeden otomobil büyüklüğünde bir kaya düşüp altın tokalı kapıyı kapatmış. Kimse kanyona giremediği için definenin varlığı yada yokluğu konusunda kimse bir şey söyleyemezken altının miktarı her geçen gün artıyormuş. ”İşte geçilmez bilinen bu kanyon 7 Kasım 1993’de 10 kişilik bir ekip tarafından ilk kez geçilmiş. Ondan sonra ise Turizm Bakanlığı yetkilileri kanyonun turizme açılmasını gündeme getirmiştir.

Kocayayla çevresinden kaynaklanan sular bir araya gelerek Akçay’ı, oluşturuyor. Akdağ’ın Çivril yamaçlarındaki kaynaklardan gelen sular da buraya ulaşıyor. Kanyon girişine yaklaştıkça sarplaşan kayalar ve kartal yuvaları insanları bambaşka aleme götürüyor. Göbet adı verilen ve küçük bir gölcükten itibaren kayalar arasındaki dere yatağının en geniş yeri 4 metre civarında. Buna karşılık yan taraflarda bıçakla kesilmiş gibi yükselen 200 metreyi bulan yükseltileri manzaranın vahşiliğini anlatmak için yeterli. Bu bölgeden itibaren güneşi görmek derenin çizdiği mendereslere bağlı. Kanyonun kimi yerinde yürünür kimi yerinde tırmanılır. Bazende 1,5 metreyi geçen serin sulardan yüzülerek geçilir. Kanyonun 1,5 metre genişliğinde en dar yerinde gökyüzü görülmez olur. Çünkü 25 metre yükseklikte büyük bir kaya kütlesi yukarıdan düşerek kanyon arasında sıkışıp kalmıştır. En zor iş ise 25 metre yükseklikte yer alan bu kayanın altından yüzerek geçmektir. Bu dar geçitten sonra kayaların yükselişi yavaş  yavaş azalır sonunda geniş vadilere dönüşerek Çivril Ovasına ulaşılır. Dere yatağından yamaçlara tırmanıldığında ise Işıklı Gölü ve Gümüşsu Mahallesi görülür. Ve kanyon çıkışından sonra 2 saatlik bir yürüyüşle Gümüşsu’ya varılıyor.