ÇİVRİL
Tarihçesi

Çivril
Çivril
Çivril, Denizli'nin bir ilçesi.
İl |
Denizli |
Coğrafi
bölge |
Ege
Bölgesi |
Yönetim |
|
Kaymakam | Armağan Önal |
Belediye Başkanı |
Niyazi VURAL |
Rakım |
830
m (2.723 ft) |
Yüz
Ölçümü |
1499
km2 |
Nüfus |
|
Toplam |
60,721
|
Kır |
- |
Şehir |
60,721 |
Zaman
Dilimi |
UDAZD(+3)
|
Posta
Kodu |
20600 |
İl
Alan Kodu |
0258 |
İl
Plaka Kodu |
20 |
İnternet
Sitesi |
www.civril.bel.tr |
Tarihçe
Çivril adına tarihte ilk
kez Myriokephalon savaşını anlatan Bizans Belgelerinde
rastlıyoruz. 12. yüzyıldan kalma bu belgelerde Çivril adı Rum yazımı ile "
Tribritzi " ve Latin yazılımı ile " Cyybrilcimani " diye
geçiyor. Çivril adı Selçuklular döneminde Anadolu'ya göç eden Çağatay Türklerinin
kullandığı Çağatay Türkçesine ait bir tanımlamadır ve anlamı "suyu bol
olan yer", "sulak yer" demektir. Anadolu'da birçok bölgede Çivril
adı vardır. Luvilerin yaşamadığı
yerlerde de Çivril yerleşim alanları vardır. Çivril'in Luvi diliyle alakası yoktur
ve Çağatay Türkçesinde Çivril "yalın" bir kelime olarak geçer.
Tarihçi Niketas "Tarih" adlı yapıtında savaşın yapıldığı
geçitin adını " Tribritzi " biçiminde yazmıştır. Gerek eski gerek
yeni Hellen dilinde C harfinin ve
bizdeki okunuşuyla C harfinin karşılığı yoktur. C sesini vermek
için tz, Ç sesinin
vermek için ts kullanılır.
Diğer yandan yeni Hellen ağzından b harfi bizdeki v' nin değerindedir. Demekki
geçidin adı " Tribritzi " diye yazılmakla birlikte bu yazım bizim
okuyuşumuzdaki Civrici ya da Çivrici' nin değerindedir.
Bu adın içindeki Çivr-Luwi
dilinde " Bol su, Gür su " anlamında, adın sonundaki -il ise "
Geçit, boğaz " anlamındadır. bunların tümü içinden suyun aktığı bir doğal
geçit'e işaret eder. Çivril adının işaret ettiği bu tür bir geçit ise doğu
yanı başındaki " Küfü Çayı Vadisi' dir "
Türkiye'de Çivril adına
taşıyan bundan başka yedi tane daha yerleşme birimi bulunmaktadır. Beycesultan Höyüğündeki yerleşme ile başlamıştır.
1954 - 1959 yılları
arasında İngiliz Arkeoloji Enstitüsü adına burada yapılan kazılarda MÖ 4000 yıllarına
tarihlenen buluntular elde edilmiştir. Bu durumda Çivril'in 6000 yıllık bir
tarihi vardır.
Höyüğün bilinen ilk
sakinleri Arzawa'lardır. MÖ 2000 - 1680 yılları arasında hüküm süren
Arzawa'lardan sonra sırayla Hititler'in, Frigler'in, Kimmerler'in, Lidya, Pers, Makedonya
Krallığı, Seleskos Krallığı, Bergama Krallığı, Roma İmparatorluğu, Bizans
İmparatorluğu, Büyük Selçuklu ve
Anadolu Selçuklu dönemlerini yaşamıştır. Daha sonra ise Sahib Ataoğulları ve Germiyanoğulları Beyliği dönemlerini yaşayan Çivril, Moğol
işgalinden sonra Osmanlı egemenliğine girer.
Çivril - Myriokephalon Savaşı
26 Ağustos 1071 tarihinde
Türklere Anadolu kapılarını açan Malazgrit Zaferinden sonra Türkler, yaptıkları akınlarla sık sık Anadolu
içlerine girmişlerdir. ll. Kılıçarslan (1155-1192) tahta çıktığı zaman Bizans İmparatoru olan Manuel bu durumdan rahatsızlık duyuyordu. Türkler daha fazla
kuvvetlenmeden Siblia (Sublaion) kalelerini inşaa ettirdi.
Savaş kaçınılmaz hale
gelmişti. Bu amaçla 1176 ilk baharında Ulubatgölü kenarındaki karagahında hareket eden Manuel Honaz. Lampis (Beylerli)
Dinar yolu ile hareket üssü olan Siblia'ya (Homa - Gümüşsu) gelmiştir. Sultan
buraya barış için elçilerini göndermiş ise de bunları kabul etmeyerek bir konak
ötedeki Işıklı (Myriokephalon kalesine gelmiştir. Niketas'ın terk edilşmiş eski
bir kale dediği "Myriokephalon Kalesi"
buradadır. Sarıbaba Tepesi eteğşndeki bu kaleye ait Bizans yapısı dışkale ve
Arkaik döneme (MÖ 640-MÖ 480) ait iç kale duvarları saptanmıştır.
ll. Kılıçarslan buraya
elçilerini göndererek bir defa daha barış yolunu denemiş ise de imparator
elçileri yine kabul etmemiştir.
Sonuçta Manuel Ordusunu,
hiçbir güvenlik tedbiri almaksızın içinde dar, uzun ve kıvrımlı bir boğaz
bulunan " Tzibritzi " vadisine sürmüştür. Bu vadi Küfi Çayı
vadisidir.
Boğazın iki yakasını tutan
sultan ise öncü Bizans birliklerinin boğazı geçmesine izin verdikten sonra
askerlerine ok atışı emrini vermiştir. Yakın mesafeden yapılan bu atışlar çok
etkili olmuştur. Ölen hayvan ve askerler vadiyi kapatmıştır. Daha sonra
yamaçtan inen Türkler düşmanlarının imha etmişlerdir. Akşamın alacakaranlığına
kadar savaşın ertesi günü sabah Bizanslılar büyük bir sürpriz ile
karşılaşırlar. Sultan elçisini göndererek barış isteğinde bulunur. İmparator
Dorilaion ve Siblia kalelerinin yıkılması şartı ile anlaşmayı imzalar ve bir
Türk müfrezesinin koruması altında Honaz' a gönderilir.
Böylece Malazgirt
Zaferiyle Anadolu'ya giren Türkler Myriokephalon Zaferiyle de Anadolunun
tapusunu almış olurlar.
Anadolu Türkleşmesinde
büyük bir öneme sahip olan bu savaş ilçemiz toprakları içerisinde
kazanılmıştır.
Çivril Belediyesi' nin
öncülüğünde ilki 1995 yılında yapılan, Dördüncüsü ise 1998 yılında yapılan
Çivril - Myriokephalon Savaşı sempozyumuna sunulan bildirilerde de bu tez
doğrulanmaktadır...
Büyük Menderes Çivril
Ovasını suladığı için ova bataklıktı. Bölgede sığır, camuz ve
vahşi at sürüleri vardı. Tarihte Onbinlerin yürüyüşü denen zamanda Pers kralı
Daryus Kserkses ! Sard'dan yola çıkmış bir ay boyunca Çivril ovasında
kalarak ordusunun tedarikini gidermiştir. Büyük İskender'in komutanları da
bölgenin ekonomik gücünden dolayı Çivril'e uğramış Yavuzca çiftliği denilen
yerde üs kurmuşlardır. Burada İskender döneminden kalma kaya mezarları, iki
tümüls ve taş kabartmalar vardır. Türkler buraya geldiklerinde "suyu bol olan
yer" bol su veren geçit" anlamı taşıyan Çivril ismini
vermişlerdir.Çivril'in Kocakır mevkii denen bölgesinde "Kervan Yolu"
olarak adlandırılan Selçuklular döneminden kaldığı zannedilen yol vardır.
Bundan da anlaşılacağı üzere Orta Anadolu'dan Batı Anadolu'ya geçişte Akdağ
eteklerinden Hacıkadirler denen bölgeden ve Sandıklı yönünden Menderes Nehrini
takiben Cumalar-Işıklı-Koçak-İğdir Yokuşu eteklerinden devamla Bekilli tarafına
(Kayı Pazarı) bir kervan yolu olma ihtimali büyüktür (Bu yol, Yassıhöyük
köyünden geçer ve halen daha kayı yolu diye bilinir). Kervan yolu şu an şehir
içinde kalmıştır.
Çivril'e 11 km
uzaklıktaki Işıklı nahiyesi MÖ 250'lü dönemlerde Eumania adı altında
antik bir kent olup Hierapolis ve Laodikya ile aynı dönemlerde kurulmuştur (Böyle kesin bir bilgi
yok). Çivril-Uşak bölgesinde çok sıkça orman niteliğindeki Meşe ağaçlarının
kapladığı bölgeye "Meşe Denizi" denilmiştir. Çivril'deki meşe
palamutu kaynatıldığında kahverengi kök boya elde edilmektedir. Laodikya'da
Romalı askerler için yapılan elbiselerin kahverengi olmasına sebep Laodikyalı
tekstilcilerin Çivrildeki meşe palamutundan elde ettikleri kahverengi boyayı
kullanmalarıdır. Osmanlı devleti döneminde ilk olarak Kütahya sancağının
Şeyhlü (Şeyhli, bugün Işıklı) kazasına bağlı bir köydü. Burası 1826'da Karahisar-ı Sahip sancağının Sandıklı kazasına bağlı Şeyhli nahiyesinin
merkezi olmuştur. 1908'de Geyikler kazası Sandıklı'dan ayrılıp Dinar adıyla
kaza olduğunda Çivril buraya bağlanmıştır. 1910'da Dinar'dan ayrılıp kaza
merkezine dönüşen Çivril 1925'e kadar Afyon'a bağlı ilçe olmuş ve bu yılda
Denizli'ye bağlanmıştır.
Kurtuluş Savaşı'ndaki önemi
8 Ocak 1921'de Yunanlar
tarafından işgal edilmiştir. Daha sonra kendi Müdafa-i Hukuk Cemiyetini kurup
200 kişilik bir süvari ve piyade birliği oluşturmuştur. 523 gün süren işgalin
ardından 80 şehit vererek 30 Ağustos 1922 günü işgalden kurtulmuştur.
Cabar Katliamı
1.Dünya Savaşı sonrası,30 Ekim 1918 Tarihinde imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşması'nın 7. maddesine göre;''İtilaf Devletleri kendi güvenliklerini tehdit eden herhangi bir durum ortaya çıkarsa,stratejik noktaları işgal edebileceklerdi.''Bu maddeden hareketle Osmanlı Devleti toprakları,dört bir koldan işgal edilmeye ,paylaşılmaya başlanır.
15 Mayıs 1919 günü sabahın erken saatlerinde İtilaf Devletleri'nin desteklendiği Yunan Ordusu,İzmir'i işgale başlar.Yunan kuvvetleri,kısa sürede Manisa,Aydın ve Uşak'ı işgal ederler.Çivril topraklarına kadar yaklaşan Yunan birlikleri ,8 ocak1921 tarihinde Çivril'i işgal eder.Bu işgal,daha çok keşif amaçlıdır ve 10 gün sürer.
516 Gün sürecek olan Çivril'in ikinci işgali ise,1 Nisan 1921 tarihinde,Cuma günü başlamıştır.İşgal için Çiivril'e Bulkaz(Gürpınar) istikametinden gelen Yunan askerlerine ilk karşı koyanlar Kuvayimiliye güçleri ve Cabar köylüleri olmuştur.Alatepe Çatışmaları'nda Türk topçusu ilk ateşe Gökbaşlı üzerinden inen Yunan askerlerine kayıplar verdirilmişti.Aynı gün Naldanlı mevkiindeki çatışmada 4 Yunan askeri öldürülmüş,biri yaralanmıştır.Bu olay Cabar baskınının nedeni olmuştur.Bugün yaşanan acı olaydan sonra Çivril işgal edilir.
Cabar Köyü için ise asıl acılar bundan sonra başlayacaktır.1 Nisan'ı 2 Nisan'a bağlayan gece yarısı bir grup Yunan askeri,Cabar köyünün direnişinin intikamını almak ve çevreye gözdağı vermek için köye gelir.Gece baskını şeklinde gerçekleşen Cabar Katliamı,Yunan işgal yöntemi olan yakmak,yıkmak ve toplu kıyımın en acı örneğidir.Bu amaçlarla,köyün içine beşer onar dağılan Yunan askerleri,bütün evleriateşe vermeye başlar.Bunların gürültüsü ile uyanan,gündüz Naldanlı'da Yunan'la çarpışan beş kişi,silahsız olarak birden dışarı çıkarlar.Bunları gören Yunan askerleri,köy odasının yanındaki dibek taşının etrafında,süngü darbeleriyle beşini de şehit ederler.Bu kişiler,Çalıklar'ın İbrahim,Panguduzoğlu Mahmut,Köyün hocası Çomcaoğlu Ali,Sarı Musaoğlu Mustafa ve Karayeğen oğlu Mustafa'dır.Yangınlardan canını kurtarmak için dışarı çıkanlar ise ya süngülenerek ya da kurşunlanarak öldürülür.Çoluk-çocuk,kadın-erkek,yaşlı-genç demeden başlayan bu toplu kıyım gün ışıyana dek devam eder.
Cabar olayıyla ilgili,Genel Kurmay Başkanlığı tarafından hazırlanan yayınların 11 Nisan1921 tarihli bölümünde ''Yunanlıların , bir subayın öldürüldüğünü bahane ederek Çivril'in Cabar köyünü yaktığı ve köy halkınının tamamen öldürüldüğü öğrenilmiştir.'' şeklinde bir bilgi bulunmaktadır.
Tarihin bu kara gecesinde,her birinin ayrı ayrı öyküsü olan 83 can şehit edilmiştir.
Coğrafya
İl merkezinin kuzey
doğusunda bulunan Çivril'in kuzeyinde Sivaslı, Kuzey batısında Karahallı,
Kuzeydoğusunda Sandıklı. Güney doğusunda Dinar, Güneyinde Dazkırı ve Evciler
ilçeleri bulunmaktadır. Güney batısında ise Bekilli, Çal ve Baklan ilçeleri yer
alır. İlçenin deniz seviyesinden ortalama yükseltisi 900 metre, ilçe merkezinin
ise 832 metredir.
Çivril, etrafı dağlarla
çevrili alüviyal bir çöküntü olması üzerinde bulunmaktadır. Arazinin % 30
u dağlık, % 16 dalgalı, % 54 ü de düz ovadan oluşmaktadır. Bu ovanın
kuzeyinde Bulkaz dağları (1990 metre) Kuzey batısında Kocayaka dağları (1259
metre), güney doğusunda ise Bozdağı (1350 metre) vardır. Kuzey doğusunda yer
alan Akdağ ise (2449 metre) ilçenin en yüksek Ege Bölgesinin ise ikinci yüksek
dağı özelliğindedir.
Çivril Ege Bölgesinde
görülen Akdeniz iklimi ile İç Anadoluda görülen karasal iklim arasında geçip
tipi bir iklime sahiptir buna göre yazlar sıcak ve kurak, kışlar soğpuk ve
yağışlı geçmektedir. Yapılan rasatlara göre en düşük sıcaklık 2015 yılı Ocak
ayında eksi 23 santigrat derece, en yüksek sıcaklık ise 1973 Temmuzda 38
santigrat derece tespit edilmiştir. Yıllık yağış miktarı ise 1m2 ye
470 kg. dır. İlçede hakim rüzgar yönü güney batısıdır. Poyraz ise bundan
daha az esmekle birlikte daha çok göstermektedir.
Çivril'in en önemli
akarsuyunu ilçe merkezinin 10 km. doğusundaki Işıklı kasabasından çıkan
Büyük Menderes nehri oluşmaktadır. Bu nehir Dinar ve Akdağ dan çıkan pek çok
kaynağın suları ile birleşerek 72 km lik bir alana sahip olan Işıklı
gölünü meydana getirir. Bu göle Sandıklı ovasının sularını toplayan Küfi Çayıda
katılır. Nilüferlerin açtığı tatlı su balıklarının yaşadığı ışıklı gölü aynı
zamanda pek çok su kuşuna da ev sahipliği yapmaktadır.
38 derece 14 dk. kuzey
eylemi, 29 derece 41 dk. doğu boylamı
İdari
yapı
Çivril'e bağlı toplam 77 mahalle vardır.
Nüfus
Yıl | Çivril Nüfusu | Erkek Nüfusu | Kadın Nüfusu |
---|---|---|---|
2020 | 60.345 | 29.827 | 30.518 |
2019 | 60.333 | 29.904 | 30.429 |
2018 | 60.429 | 29.896 | 30.533 |
2017 | 60.503 | 29.941 | 30.562 |
2016 | 60.721 | 29.972 | 30.749 |
2015 | 60.716 | 30.049 | 30.667 |
2014 | 61.007 | 30.161 | 30.846 |
2013 | 60.615 | 30.040 | 30.575 |
2012 | 61.004 | 30.024 | 30.980 |
2011 | 61.495 | 30.409 | 31.086 |
2010 | 61.815 | 30.568 | 31.247 |
2009 | 61.491 | 30.283 | 31.208 |
2008 | 61.601 | 30.580 | 31.021 |
2007 | 61.301 | 30.204 | 31.097 |